Anımsamak Kuşları

Anımsamak Kuşları Anımsamak Kuşları, evlilik sitemizde Anımsamak Kuşları Anımsamak Kuşları başlıklı ilanımıza inceleyebilirsiniz… Anımsamak Kuşları Anımsamak Kuşları başlığı ile arkadaş arayanın detayları..
Anımsamak Kuşları Anımsamak Kuşları
Ben Melika 44 Yaşındayım. Karaman da Yaşıyorum. Ben dindar bir Müslümanım ve iki çocuk annesi ve iman eden bir eş arıyorum .. Zamanımın çoğunu ailemle geçiriyorum, yemek yapmayı ve özellikle seyahat etmeyi seviyorum ..
Ne arıyorum Ben bir arıyorum: Beni tamamlayan bir adam arıyorum. Onun ve benim için tüm yaşam koşullarında en yüksek önceliğe sahip olmalıdır. Aynı ilgi alanlarını paylaşsak da güzel olur ?
Benim bedenim: 156 – 160 cm (61,1 – 63,0 inç)
Göz rengim: siyah
Saç rengim: siyah
Rakam: hemen hemen
Ağırlığım: 56-60 kg (121,4 – 132,3 lbs)
hayat
Medeni durumum: boşanıyor (ayrı yaşıyor)
Diyetim: Gösteriş yapmak istemiyorum
Sigara içme durumum: Hayır, asla
Alkol içer misin? Hayır.
Anadilim: Almanca
Fitness düzeym: iyi durumda
Kendi hanesi: Çocuklarımla yaşa
Çocuklarım: Evet, iki çocuk
Çocuklar için dileğim: Belki Tanrı isterse
Eğitim düzeym: Üniversite
Mesleğim: çalışan
Benim mesleğim: yönetim
1. Yabancı dil: İngilizce
Kişiliğim: açık sözlü
din
Benim mezhepim: Sunnit
Benim pratiğim: pratik yapmak
Bir başörtüsü takıyor musunuz yoksa başörtüsü takacak birini mi arıyorsunuz?
Duam: günde beş kez
Oruç tutmam: Evet oruçluyum
Kuran’ı okuyor musun?: Düzenli olarak
Hac yolculuğum: Allah’ın izniyle
Yemeğinizdeki malzemelere dikkat ediyor musunuz?: Evet
Dönüştürüldünüz mü?: Hayır.
Aile değerleri: orta
İlgi
Favori seyahat yerlerim: aile tatili, şehir tatili, ziyaret eden akrabalar
Hobilerim: seyahat etmek, yemek yapmak

I
çatıların üzerinde yürürdü serçeler
kanatlarından günışığı dökülürdü
ciğerleri sökülür gibi öksürürdü
yokuşa vurdukça erkenci işçiler
ekmeğinin yanına güneşi koyup
usulca bakkaldan çıkan çocuk
bir çift kanat açardı köşede
ben dönerdim geceyarılarından
üstüm başım çatışma içinde
sardunyaların içinde pencerede
sen taze bir badem gibi dururdun
beni her sabah böyle vururdun
çekip gözlerine mahmur bulutu
günaydın derken salt dudaktın
biri seni mutlaka öpüyordu
bana mı öyle geliyordu
sen mi çok ufaktın
saçlarında miniminnacık papatya
ardında çiçek bahçesi
ayıp bir söz gibi yürürdün
gözlerimi alıp götürürdün
körleme kalırdım
gidişini görüp de dönüşünü beklememek olur mu
beklerdim tahtaya gömülen çiviler gibi
bluzunun altında kanatlanan çifte kumruyu
biraz köylü biraz burjuva
sanırım kalçalarından almıştı
o felaket huyu
II
kimdin neydin neciydin
benim düşüncesim yoktu
senin yaşın ve korkun
kimi vakit konuğu olurdun
duvar diplerinde kalleş
ölümlerin kokladığı evimin
tomurcukları patlayan bir dal gibi gülerdin
kahve içtiğimiz fincana
pencereye kilime duvara
tabakta dilimlenmiş elmaya
çın çın mavi saçılırdı
en olmadık yerde eteğin açılırdı
aklım karışırdı
ne olabilecekdü görmemek hissetmemek
incecik parmaklarında aşkla tüterdi
değer değmez dudaklarına
bütün sigaralar erkekti
III
sen hep oralardaydın ufak hoş fotoğraflarınle
ben yüzümü rüzgara verirdim
saçımın her telini uzak mavilere götüren
denize dönerdim sonra
sırtında dalgalar yürüten
terim soğurdu
bir köpek namlu ensekökümde dururdu
işkence şuradaydı cezaevi burada
yürürlerdi benimle yürüsem
uzansam yatarlardı yanıma
onlar benim gölgelerimdi
bir önüme düşerlerdi
bir ardıma
IV
kapandı üstüme geceyarıları
polisler sürüklüyordu beni
kent boydanboya susuyordu
bulvarda bir ağaç
gürültüyle kusuyordu
kapandı üstüme geceyarıları
sen yoktun
okul dostlarımın adını
telefon numaralarını sinema kapılarını
öptüğüm ilk kız gibi
içtiğim ilk sigara ilk içki
çıktığım ilk afiş gecesi gibi aklımda tuttum
bir senin adını
adını unuttum
anımsamak kuşları
bıçak uçmaları
Nevzat Çelik

I
çatıların üzerinde yürürdü serçeler
kanatlarından günışığı dökülürdü
ciğerleri sökülür gibi öksürürdü
yokuşa vurdukça erkenci işçiler
ekmeğinin yanına güneşi koyup
usulca bakkaldan çıkan çocuk
bir çift kanat açardı köşede
ben dönerdim geceyarılarından
üstüm başım çatışma içinde
sardunyaların içinde pencerede
sen taze bir badem gibi dururdun
beni her sabah böyle vururdun
çekip gözlerine mahmur bulutu
günaydın derken salt dudaktın
biri seni mutlaka öpüyordu
bana mı öyle geliyordu
sen mi çok ufaktın
saçlarında miniminnacık papatya
ardında çiçek bahçesi
ayıp bir söz gibi yürürdün
gözlerimi alıp götürürdün
körleme kalırdım
gidişini görüp de dönüşünü beklememek olur mu
beklerdim tahtaya gömülen çiviler gibi
bluzunun altında kanatlanan çifte kumruyu
biraz köylü biraz burjuva
sanırım kalçalarından almıştı
o felaket huyu
II
kimdin neydin neciydin
benim düşüncesim yoktu
senin yaşın ve korkun
kimi vakit konuğu olurdun
duvar diplerinde kalleş
ölümlerin kokladığı evimin
tomurcukları patlayan bir dal gibi gülerdin
kahve içtiğimiz fincana
pencereye kilime duvara
tabakta dilimlenmiş elmaya
çın çın mavi saçılırdı
en olmadık yerde eteğin açılırdı
aklım karışırdı
ne olabilecekdü görmemek hissetmemek
incecik parmaklarında aşkla tüterdi
değer değmez dudaklarına
bütün sigaralar erkekti
III
sen hep oralardaydın ufak hoş fotoğraflarınle
ben yüzümü rüzgara verirdim
saçımın her telini uzak mavilere götüren
denize dönerdim sonra
sırtında dalgalar yürüten
terim soğurdu
bir köpek namlu ensekökümde dururdu
işkence şuradaydı cezaevi burada
yürürlerdi benimle yürüsem
uzansam yatarlardı yanıma
onlar benim gölgelerimdi
bir önüme düşerlerdi
bir ardıma
IV
kapandı üstüme geceyarıları
polisler sürüklüyordu beni
kent boydanboya susuyordu
bulvarda bir ağaç
gürültüyle kusuyordu
kapandı üstüme geceyarıları
sen yoktun
okul dostlarımın adını
telefon numaralarını sinema kapılarını
öptüğüm ilk kız gibi
içtiğim ilk sigara ilk içki
çıktığım ilk afiş gecesi gibi aklımda tuttum
bir senin adını
adını unuttum
anımsamak kuşları
bıçak uçmaları
Nevzat Çelik